Uyanış

Her kavram yaşadıkça oturuyor insanın zihninde, gerçekten yaşayınca öğretiyor kendini. Bir şey olmak isteyip olamamak korkunç bir his! Yapmak isteyip yapamamak, gitmek isteyip gidememek, kalmak isteyip kalacak tek bir sebep bulamamak! Zaman, yapamadığımız, olamadığımız, gidemediğimiz, kalamadığımız o anlarda birikir ve donar kalır sanki, ilerlemek isteyip ilerleyemeyiz kim bilir. Yakın geçmiş de bir gece, hayatımda çok büyük yer etmiş, uzun yıllardır tanıdığım benim için çok kıymetli, sonsuz sevgi duyduğum, ruhumun bir köşesinde onun ruhundan bir parça barındırdığını düşündüğüm insanla oturup sohbet ediyoruz. Hani bazı anlar vardır; bir kitap okursunuz ve satır aralarında bir duygu geçişi yaşarsınız yada sizin kendinize yüksek sesle söyleyemediğiniz bir cümleyi, karşınızdaki bir anda önünüze koyar ve o cümle artık sizin yüreğinizin orta yerine çöker. Önce bi afallar sonrasında sorgulama başlar, devamın da zihninizde aydınlanmaya doğru evrilir.

Nasıl oldu bilmiyorum, herhalde güçlü olan yüksek benliğim devreye girdi, bütün bunların farkına varmaya başladım. Önce son bi kaç senedir yaşadığım bütün sıkıntıları tek tek düşündüm. Uzun zaman hasır altı ettiğim, kendime yeni yeni itiraf edebildiğim, iyileşmeyi bekleyen yaralarımı nasıl ifade edeceğime karar vermeye çalıştım. İçimde birikmiş olduğunu gördüğüm kendimle yüzleştim. Tüm bu “olumsuz” duygularımı, gittikçe içe kapanmışlığımı kabul ettim. Bu akşam eve dönüş yolunda vapura bindim. Leman Sam’dan sonsuz filminin müziğini dinledim. Martıları seyrettim ve Oruç Aruoba okudum. İyi geldi. Sonra hepsiyle ilintili olarak; Hayatımı şekillendirmeye bazı bölümlerini kesip atmaya, bazı bölümlerine yamalar yapmaya, bazı bölümlerini tekrar etmeye, zihinsel bir dengeye, yapılanmaya, dönüşmeye, görmeye, anlamaya, anladıkça anlamlanmaya, anlamlandırdıklarımı aktarmaya kısacası bir düzenlemeye, ihtiyacım var olduğunu hissettim.

İnsan hayallere daldığında, bazen bir kelimeyle donakalır. Tek bir düşüncede yoğunlaşan zihin başka hiçbir şeyi algılayamaz. Bu yüzden uzun bir süre yazılara ve sosyal medya hesaplarıma ara veriyorum. Bir romanım var, bitmeyen; bitirmek istemediğim. Ona yoğunlaşarak bu süreci sakin ve zerafet içerisinde geçirmek istiyorum. Sığındığımız da sığamadığımız da gerçek dünyamızdır ve belki kelimelerin arasında kendimize yer aramamız da bundandır diye düşünüyorum.

Evrim Onuk

Paylaş:

Şimdi Keşfedin!

Yazılarım

2025’e Mektup

Uzun bir yolda yürürken durup şöyle bir arkaya bakmayı akıl ettiğimiz tek nokta gibi 31 Aralıklar. Arkamızda bıraktığımız yolda iyisi ve kötüsü ile her ne

Yazılarım

Yankı

Yağmur sesinden başka tüm seslerin kısıldığı, üzerime bir hırka giyerek vücudumu, birkaç satırla ruhumu, kahveyle içimi ısıttığım saatlerimdeyim. Etraf sessizleşince birde üstüne yağmur yağınca gerçekliğin

L'Atelier SoHo