Kalbinde kelebeklerin uçuştuğu, hafiflediğin, ayaklarının yere basmadığı, yüreğinin pır pır çarptığı içinde tarifi zor bir heyecanla ellerinin titrediği nadir anlar vardır insan hayatında; Böyle anlar geldiğinde, karşında beliren ‘Sen’ ile dünya bir anlığına yer değiştirir; Uzun zamandır bir yerlere sarıp sakladığın duyguların, aniden birinin çıkıp gelmesi ile gün ışığında belirir. Hiç tanımadığın bir insanın “anı” na; gülüşüne yaslanıp bir bakışı ile mutlu olursun.
Bir insanın varlığı, bir gülüşü, bir bakışıyla huzur bulmak ne büyük bir lütuf. Bazı insanlar vardır, sesi bir melodiyi andırır; Bazı insanların sesi huzur veren müzik gibidir. İçinde dinledikçe dinleyesi gelen bir dinginlik. Bazı insanların yüzü ışıktır. Bazı insanların konuşması hatta sadece gülüşü şifadır. Bazı insanların bir yerde sadece varlığı mutluluktur. Bunlar ne kadar detaylı, ne kadar inci oyası gibi konularmış meğer.
Karşındaki insanı sevmekle yetinmemek, o sevgiyi zarif ve zerafetle büyütmek, özenle yeşertmek ne kadar elzemmiş. Bir insanı sevmek bir yana, o sevgiyi onun damarlarına türlü türlü yollarla zerk edebilmek ne kadar hayatiymiş. Sevgini gösterebilmek, korkmadan, düşünmeden hiç bir strateji yürütmeden içindeki saf halinle bunu ifade edebilmek ona karşı hissettiğin duygu ile huzur bulabilmek. Sadece yüreğinle dokunmakmış aslolan. Sevmek, sevilmek, sevgili olmak değil mesele; Mesele sevginin ta kendisi olmak. Ondan sonrası hep kutlamalık.
Haftaya Görüşmek Üzere
Evrim Onuk