Ritim

Bana ani hamle hiç yakışmıyor.

Her teşebbüsün önce etap etap krokisini çizmek istiyorum.

Hep uzaktaki bir seyahate, ilerideki bir harekete, henüz start vermemiş bir zahmete hazırlanıyorum o yüzden. Yemek ağır pişsin, güneş yavaş batsın, defter satır be satır dolsun, karnım uzun oturulan sofralarda doysun istiyorum. Önce demir almak sakince ivmelenmek demlenmek sonra kök salmak, ancak öyle yaprak vermeyi seviyorum. Bende hiçbir şey bir hışımda olmuyor. Cümlelerin sonuna hep pistin en dolambaçlı güzergahından geliyorum. Planlı konuşmalarımın tadı kaçıyor.

Bazen tek kelime yetecekken sayfalarca konuşuyorum. İnsanın böyle durumlarda kendini ifade edememesi güç oluyor. Söz çok tekrarlanınca anlamını er ya da geç yitiriyor. Anlamı yine bulmak için ya uzaktan bakmak ya başka bir dilde mecrada yeniden anlatmak gerekiyor. Anlam söze böyle böyle ve bir nebze geri dönüyor. Sonra bir sakinlik geliyor. Avareliği oldum olası hiç sevmem, bir istikamete doğru gidiyorum. Bir ihtimali de defterimde taşıyorum, bir ışığı vakti geliyor açıyorum, zaten şimdi vaktin kendisine itimat ediyorum ince ince bir müzik başlıyor içimde, sonbahar kitaplarımı diziyorum. Romanıma bir kaç hikaye daha ekliyorum. Gün batarken aklıma geliyor bir kadeh kırmızı güzel gider diyorum.

Büyük duygular bana cool gelmiyor ama hayat akarken büyük duygulara da illa yer açılıyor. Uyuyamadığım uykular, henüz tanımadığım ve taşınamadığım kitapların kahramanları, açılacak kapılar, yazmazsam biterim sandığım ama yazmayıp hayatta kaldığım her şey.

Sevdiğim insanlar yazdıklarımı okuduğunda, yazılarıma bir ağ atıp benim fark etmediklerimi yakaladığında, minnetle çalışan bir mekanizma olduğumu bir kez daha anlıyorum. İçimde derdimi dilime düşmeden anlayan bir ritim, ritmi çağıran gözlerinde sevdiğim o bilge kadın.

Haftaya görüşmek üzere,

Evrim ONUK

Paylaş:

Şimdi Keşfedin!

Yazılarım

Yankı

Yağmur sesinden başka tüm seslerin kısıldığı, üzerime bir hırka giyerek vücudumu, birkaç satırla ruhumu, kahveyle içimi ısıttığım saatlerimdeyim. Etraf sessizleşince birde üstüne yağmur yağınca gerçekliğin

Yazılarım

Yeni Sabahlar

Herkes değerleri için bedeller ödüyor. Kırk iki yaşımın baharında bir gerçek netleşiyor. Değerler bedellere yeterli geldikçe devam ediyor. İnsan tabiatı gereği hayatı sürdürülebilir kılmaya meyilli.

L'Atelier SoHo