Yılın son ayına girmişken, hayattan yeni başlangıçlar kadar belki farklı bitişler de dilerken, bizi nedensizce bir arada tutan ve hiç yoktan birbirimizden koparan, önceni ve sonranı bıçak gibi ayıran.
Hiç öyle kocaman olaylar, gürültülü zamanlar değil; hep o çok küçük şeyler. Hayatınının akışını ve kalbinin atışını değiştiren, tabağına tat, gözüne renk, diline şevk katanlar hep çok küçük şeyler.
Ve hiçbir zaman büyük cümleler değil bir yola çıkmama sebep; sadece kulağıma çalınan, küçücük, sessiz sözler. Aslında o büyük zaferler de değil gözlerimi kamaştıran; sadece niyeti belli eden küçücük hevesler.
Hayatı hayat, güzeli güzel, aşkı aşk yapan ne varsa hep küçük şeyler. Hayat hepimizin arasına görünmez çizgiler çizer, ayaklarımızın arasından hiç durmadan sessiz sular akar. Seni bir tarafa, geri kalan tüm dünyayı suyun diğer tarafına koyar. Ve büyümek, bu çizgileri yırtmamanın, akan suları kaynatmamanın, karşındakini tüm kalbinle severken bunu sadece kendin için yaptığını hatırlamanın içinde saklanır.
Burası, ne kadar yakınlıklar ve sevmeler gezegeni ise, bir o kadar da uzaklaşmalar, büyük yalnızlıklar ve kendini dinlemeler yeridir. Burada her ne kadar birbirini yükseltmek ve yüceltmek de olsa insanın işi, bir o kadar da sınırlarını bilmek, çizgilerini korumak ve sularını hep serin tutmaktır. Hepimiz seviyoruz, bazen çok, ekseriyetle yeteri kadar. Ama hepimiz, her birimiz, günün birinde mutlaka çok seviyoruz. Bazen alışıldıklarını, bazen hiç tanımadıklarını. Bazen bize uygun gördüklerini, bazen en beklemediklerini. Bazen karşı cinsten, bazen bizimle aynı olanı.
Sevmek çok zor, sevmek çok kolay, sevmek çok emek, sevmek nereden baksan bin kere ölüp dirilmek demek. Hepimiz seviyoruz. Konuşuyorlar biz duymuyoruz; çünkü sevmek nereden baksan kör bir kuyunun dipsiz sağırlığı demek. Hepimiz seviyoruz. Olur diyoruz bazen, sonra olmuyor. Ne yapsan kırılıveriyor. Hep şaşırtıyor sevmek bizi, biz şaşırdıkça yeniden doğuyoruz. Karşımızdakinin kim olduğunu, bizi aklındaki hangi çekmeceye yerleştirdiğini ve bu sevmenin üzerimizde bırakacağı türlü marazları umursamadan seviyoruz. Çünkü buradaysak, sadece bunun için.
Her ne pahasına olursa olsun yaşama tutunma çabasından öte sevgiden öte hakikat var mı hakikaten, bilmiyorum.
Haftaya görüşmek üzere,
Evrim ONUK