İki Soluğumun Arasında…

Bu aralar çok fazla şey düşünüyorum. Bir çok şeyi düşünmekten vazgeçiyorum. Yoruluyorum, yanılıyorum, unutuyorum, hatırlıyorum ve tam da düşecekmiş gibi hissederken bir bakıyorum ki aslında hiçbir şey bilmiyorum.

Alan tutanın üç sırrı olur…

Biri nefesinden, biri kalbinden, biri de ruh bilincinden yayılır. Yazmak istemedim bir zaman. Hani bazen olur öyle. Zihnin konuşur ama dinlemek istemezsin. Yazmak hatırşinas bir dostla sohbet gibidir çünkü. Aynanın arkasındaki sırı sıvamaktır yazmak. Ben sustum. Biraz susmalıydım, kendi sesimden yorulduğum anlarım oldu. Nefes aldım. Kocaman derin nefeslerden geçtim, çünkü nefes aldığımız her an mucizelerle, işaretlerle ve derslerle dolu. Düzen, her şeyi her şeyle, en doğru anda buluştururken An”ın içinde, “An”ın getirdikleriyle kalarak ve tüm duygularımla var olmanın hazzını yaşadım.

Bu yazı, tam da o gök kubbenin altında, gözlerim kapalı, ayak tabanlarım toprak anaya köklenmiş, aldığım nefesle onlarca yılın dibine dalacak kadar güçlü hissettiğim o yolculuktan… Hayal kurmanın örselenmediği, ötelenmediği çocukluğumdan geçiyor. Hayat kadar ölçülebilen, yönlenebilen, idame ettirilen bir kulvarın dahi çizgilerini birer birer esneten yegane eylem nedir derseniz, hayal kurmaktır derim. Zamana, sokaklara, akıllara sığmadan hayal kurmak. Zira hayal kurmanın sonu, tünelin ucundaki parlaklık gibi umut yakıyor hayata. Belki dedirtiyor insana, belki mümkündür. ‘Belki’ mümkünattır, olasılıklardır, boğazında birikenlere açılan ayrı bir odadır.

Attığın adımdan şüphe duymadan önce, yeniliğe, bilinmeyene  kim bilir o ihtimale en güzel sürprizim diyebilirsin güvenmek için sebeptir. Umutlarım, hayallerim ve belkilerim olmasa nasıl tutardım hayatın kenarından? 

Çünkü her an mucizelerle dolu. Her an, yeni bir yaratımda. Yollarımızın kesiştiği her insan, her canlı, her yer, her durum. Orada. İyi ve kötü olarak ayırmadan. Bize Yaşam Sanatı’nı öğretmek, kendimize ayna tutmak ve bizi özümüze yaklaştırmak için. O sonsuz, büyülü an’da. Her an’ın içinde sevgiyi ve mucizeyi; Her sonlu olanın içinde, sonsuzu görmeyi seçmek dileğiyle…

Haftaya Görüşmek Üzere.
Evrim ONUK

Paylaş:

Şimdi Keşfedin!

Yazılarım

Yankı

Yağmur sesinden başka tüm seslerin kısıldığı, üzerime bir hırka giyerek vücudumu, birkaç satırla ruhumu, kahveyle içimi ısıttığım saatlerimdeyim. Etraf sessizleşince birde üstüne yağmur yağınca gerçekliğin

Yazılarım

Yeni Sabahlar

Herkes değerleri için bedeller ödüyor. Kırk iki yaşımın baharında bir gerçek netleşiyor. Değerler bedellere yeterli geldikçe devam ediyor. İnsan tabiatı gereği hayatı sürdürülebilir kılmaya meyilli.

L'Atelier SoHo