Kendine yüklediğin sorumluluktan, sana ait olmayan yüklerden, tuttuğun olumlu ya da olumsuz hissettiren bütün duygulardan, anılardan, zorunluluklardan, kısıtlamalardan, kendine yapıştırdığın etiketlerden, etrafındakilerin sana yapıştırdığı etiketlerden, özgürleştiğinde, bak kalbin nasıl güzel açılıyor.
Ağzımızdan çıkan her söz büyülü bir yaratıma sahip. Ses, element olan akaşayı bükerek maddeyi şekillendirdiğinden, söylediğimiz ve duyduğumuz her şey bilincimize ve yaşamımıza şekil veriyor. Bazen ağzımızdan otomatik pilotta birçok şey çıkabiliyor, ani tepkiler verirken ya da şaka yaparken, şu olsun, bu olmasın diyerek arzularken dahi gerçekten neyi yarattığımızın ve nelerin tohumunu attığımızın farkında olmuyoruz.
Oysa her şeyin sistematik bir düzende işlediği bu varoluşta her sözün ve her harfin ifade ettiği bir anlam var. Tabiki her harfin evrensel ifadesini, sözlerin anlamlarını bilemeyebiliriz, ama ağzımızdan çıkan sözleri her an farkında olarak terbiye edebiliriz. Sevgi dili ve şiddetsiz iletişim üzerine pratik edebilir; mantra, ilahi, zikir gibi yüksek titreşimli sözleri düzenli olarak dinleyebilir ve söyleyebiliriz. Bu çalışmalar düzenli uygulandığında bilince etki eder ve beyni bir yazılım gibi adeta yeniden kodlar.
Bu hafta çok güçlü iki zikir, yani japa meditasyonu önereceğim.
Birincisi, Om (aum); yaratıcı kaynağın, evrenin sesi.. Diğeri ise Ra Ma Da Sa Say So Hung Ra güneş, Ma ay, Da dünya, Sa sonsuzluk, Say sonsuzluğun bütünlüğü, So Hung “Ben O’yum” ya da “Ben Ben’im” anlamındadır. Ra Ma Da Sa Dünya, Sa Say So Hung Eter mantrasıdır. Sa Say So Hung’i söylemek etrafımızdaki eteri genişletir. Kozmik bilincin, yaratıcının isminden gelen çok güçlü bir zikir.
Hangisi sende derin bir his uyandırıyorsa, o mantrayı 10 dakika boyunca sessiz bir ortamda gözlerini kapayarak tekrarla. Bakalım sözlerin büyüsü kalbinde nasıl bir his uyandıracak.
Haftaya görüşmek üzere.