Yol

Aslında elimizin altındaki her şeyin, her duygumuzun bir özne ve yüklem olma kapasitesi vardı. Ve bize bağlıydı. Amaç ve araç. Bahane ve gerçek. Asıl ve suret gibi. Her insan ancak kendi haznesi kadar sevebilir. İnsan olana geniş hazne acı vericidir, insan olmak öğrenildikçe hazneden feda edilir.

Çok sevmek insana acı verici ise de, çok sevebilenin azla yetinmesi yok edici.

Takvimleri önüme açıp etrafa saçılan lavları topluyorum. Nereye dağılmışım ne kadar dağılmışım hani perdem açık mı kalmış, kapatmamış mıyım? Ben ufağım ama bu ağırlık tercihim, belki bu ağırlık kaderim benim, cevabını henüz bilmiyorum.

İnsanın kendi haznesinden korkup, suistimal edileceğinden endişe edip, zayıf görünme kaygısıyla dünveyi güçlülüğü kendine zırh diye giymek. O zırh bırak korumayı, etini, eklemlerini, kalbini ezen, ruhuna dikenli teller ören bir hapishaneden başka şey değildir. İnsandan, canlıdan, yaşamdan, var oluştan ne kadar soyutlanırsa o kadar sertleşir metalleri. Başını alıp gitmek bir lisan sayılıyor artık! Herkes gitmiyor; bazısı hep kalıyor. Her giden de zaten aynı sorunun peşinden gitmiyor.

 

Bazısı bulutsuz şehirler arıyor. Bulutsuz bir yaşamın ihtimaline inanmaya çalışıyor. İçinde, gözlerinin gerisinde sanki hiçbir bulut yokmuş gibi, giderse bütün güneşler ona açacakmış gibi… gidiyor. Bazısı da yağmurları takip ediyor. Bana da yağsın, beni de sulasın, köklerimi geniş geniş sereyim, yeşereyim, yağmurlar yollar beni daha olgun bir insan yapsın istiyor. Herkes değil işte, ama bazısı hep gidiyor.

Yola çıkanlar, her gün valiz yapanlar, aynı anda birkaç anahtarı birden taşıyanlar, hep bir evin, bir odanın kapısını kapatanlar, onlar işte düzeninde tertibinde kalanların bilmediği bir sırrı bilmeden ilerliyorlar. Yol seni toparlamıyor, dağınıklığın mecburi olduğunu kanıtlıyor.

Kimi zaman susmak kelimelere sığmadığın içinmiş. Elim, duygum hep kaleme düşüyor çok şükür.

Güzel kalbine iyi bak…

Haftaya Görüşmek Üzere.
Evrim ONUK

Paylaş:

Şimdi Keşfedin!

Yazılarım

Yankı

Yağmur sesinden başka tüm seslerin kısıldığı, üzerime bir hırka giyerek vücudumu, birkaç satırla ruhumu, kahveyle içimi ısıttığım saatlerimdeyim. Etraf sessizleşince birde üstüne yağmur yağınca gerçekliğin

Yazılarım

Yeni Sabahlar

Herkes değerleri için bedeller ödüyor. Kırk iki yaşımın baharında bir gerçek netleşiyor. Değerler bedellere yeterli geldikçe devam ediyor. İnsan tabiatı gereği hayatı sürdürülebilir kılmaya meyilli.

L'Atelier SoHo